5 Ocak 2017 Perşembe

Kompozisyon Nedir

Nedir kompozisyon? Önemi nereden gelmektedir?

Türkçemize Batı dillerinden gelmiş olan “kompozisyon” sözcüğü; birleştirme, bileşim anlamına gelir. Edebiyat, müzik, resim, tiyatro gibi sanat dallarında kullanılan ortak bir terimdir. Yazıda kompozisyon ise duygu, düşünce, görüş ve hayallerin düzenli bir biçimde, açık, canlı ve çarpıcı bir anlatımla sözlü veya yazılı olarak ortaya konmasıdır. Bu tanımda da görüldüğü gibi kompozisyonun üç temel ögesi vardır:

• Duygu, düşünce, görüş ve hayal,
• Belirli bir düzen,
• Açık, canlı ve çarpıcı bir anlatım. Bunların içinde “düzen”, ayrı bir önem taşımaktadır. Bundan dolayı kompozisyona kısaca “düzenli yazma ve konuşma sanatı” da denebilir.

Yazma, temel dil becerilerinden biridir. Düşünceyi, duyguyu, olayı yazı ile anlatmaya yazılı anlatım denir.

Anlatım becerilerinden olan yazmanın gerçekleşebilmesi için anlama sürecinin sağlıklı bir biçimde tamamlanmış ya da sürdürülüyor olması gereklidir. Okuduklarını, gördüklerini ve dinlediklerini anlamlandıramayan bir kişi; bunları sözlü ya da yazılı bir biçimde anlatamaz. Burada sözü geçen “anlamlandırma” sözcüğü ile aslında “düşünme” yetisine de işaret edilmektedir. Yazma eylemi, dil ve düşünce arasındaki kopmaz bağ ile ilişkilidir ve yazma, yukarıda da belirtildiği gibi, insanın düşüncelerini bir düzene koyabilme becerisidir. Bu da belli bir disiplini gerektirir.
Bu disiplini sağlayan da kompozisyondur.

Kompozisyonu kısaca “düzenli yazma ve konuşma” sanatı olarak tanımlamıştık. Demek ki kompozisyon sanatı, “yazma ve konuşma” olmak üzere iki yönlüdür. Bu ünitede yazılı anlatım üzerinde durulmuş ve yazılı anlatım, çeşitli yönleriyle irdelenmiştir

(Kaynak: Prof.Dr. Cahit KAVCAR, T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2234 - AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1233, OKULÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ LİSANS PROGRAMI - TÜRKÇE YAZILI ANLATIM'dan alıntıdır. Eserin tamamı için tıklayınız: web.deu.edu.tr/ilyas/ftp/aof_yazili_anlatim.pdf)

Örnekler

ÖRNEK KOMPOZİSYON YAZILARI

Konu: “Yazın gölge hoş, kışın çuval boş.” atasözünü açıklayan, düzenli bir yazı yazınız.

ZAMANINDA ÇALIŞMAK

Tarımla uğraşanların ürün alma zamanı, yaz mevsimidir. Tarlalar, baharda ekilmeye hazırlanır, sürülür, tohum ekilir, ilaçlanır. Yazın olgunlaşan ürünler toplanır, temizlenir, ayıklanır ve kış için depolanır. Böylece insan zamanında çalışarak sıkıntılı günleri için birikim yapmış olur, o günler gelip çattığında da sıkıntı çekmez.

Yaz günlerine benzetilen gençlik günleri, insanların kış mevsimine yani yaşlılık günlerine hazırlanma günleridir. İnsanın gençliği, yaz günleri gibi rahat, kaygısız, neşe ve umut doludur. Bu durum, insanı hayatın hep böyle geçeceği şeklinde bir düşünceye sürükler. Oysa her yazın bir de kışı, yani soğuk ve yiyeceklerin kıt olduğu mevsimi vardır. İnsanın yaşlılığı da böyledir. Gençken çok olan enerji, sağlıklı olma durumu ve umutlar, yavaş yavaş insanı terk eder. Yerini hastalık, halsizlik ve bıkkınlık alır. İnsan, karşılaştığı sorunları -en çok da parayla ilgili olanları- çözmede zorlanır. Memnun olmadığı hayatını değiştirecek, yeni baştan kuracak, düzenleyecek enerjisi ve zamanı kıttır. Bu sebeple insan enerji ve sağlık dolu gençlik günlerini, hayal kurarak geçirmek yerine, kış günleri için çalışmalı, birikim yapmalı. İşte o zaman, yaşlılık günlerinde rahat bir yaşam sürebilir.

Bu her alanda böyledir; her başarı, her rahatlık, her zenginlik; bir çalışmanın, hazırlanmanın, yetişmenin, birikimin sonucudur. Kimse çalışmadan, alın teri dökmeden bir yere gelemez, şans eseri gelse bile, geldiği yerde tutunamaz, orada kalamaz. Ancak bilgisi, çabası, birikimi ve kişiliği ile geldiği yeri hak ettiğini ispatlarsa, insanlar ona saygı gösterir, o da ulaştığı yerde rahat eder.

Öyleyse, her şeyin tozpembe göründüğü ve insanı tembelliğe, yaşamın tadını çıkarmaya davet eden yaz mevsimine kanmamalı, gençlik günlerini iyi değerlendirmeli. Yaşlılığını rahat geçirmek için bu günden kolları sıvamalıdır. Aksi halde insan, masaldaki ağustos böceğinin durumuna düşmekten kurtulamaz.
____________________________________________

Konu: "Ne ekersen onu biçersin." Sözünü açıklayan bir kompozisyon yazınız.

NE EKERSEN ONU BİÇERSİN

Bu dünyada herkes yaptığının karşılığını bulur. Kötüler er geç cezalarını çekerler. İyiler ise, türlü şekil ve yollarla mükâfat görürler.

İyi niyetle attığımız her adım, yaptığımız her iş, er geç yüzümüzü güldürecektir. Birçokları, karşılaştıkları zorluklardan, kötü ve sıkıntılı durumlardan yakınır dururlar. Oysa tüm kötülüklerin ve acı gerçeklerin ilk tohumu insan ruhuna atılır. Yalnız kendini düşünmenin ve bencilliğinin ihtirasına kapılan insanoğlu, dünyayı kendi arzularını fazlasıyla doyurabileceği bir ganimet alanı sanır. Vicdan, irade ve eğitim, o büyük güçlerini göstermediği sürece kötülükler kara bir bulut gibi sarar dünyamızı.

Bazen işlerimizin gönlümüzce olmadığına, çabalarımızın meyvelerini alamadığımıza üzülürüz. Bunların gerçek nedenleri üzerinde duracağımıza, koyu bir karamsarlığa kapılırız. Hayatta atılan ilk adımlar, sonuçları bakımından çok önemlidir. Bu nedenle hayatta, her türlü alanda ilk adımları atarken çok dikkatli olmalıyız. Yersiz düşüncelerle, yanlış davranışlarla çevremize, dolayısıyla da kendimize zarar vermekten kaçınmalıyız. Başkalarının bize karşı iyi niyetli olmalarını istiyorsak, önce kendimiz iyi olmalıyız.

Kısacası; Her birey kendi içindeki kötülük tohumlarını yok etmeyi başardığı takdirde, bu dünyada kötülük denen şey de ortadan kalkacaktır.

(Kaynak: Alparslan Taşçı, Kompozisyon Yazmanın Metodu adlı eserden alıntıdır. Eserin tamamı için tıklayınız: http://img.eba.gov.tr/817/08a/243/ba1/e28/644/172/921/767/ba4/7c9/dbd/35e/366/013/81708a243ba1e28644172921767ba47c9dbd35e366013.pdf?name=Kompozisyon%20Yaz%C4%B1m%C4%B1%20ve%20%C3%96rnekleri.pdf